-
1 сохраняться
несов.; сов. - сохрани́ться1) (ayakta) durmak, (ayakta) kalmak; varlığını korumak / sürdürmekэ́то пра́во за ним сохрани́тся — bu hakkı saklı kalır
экономи́ческие пробле́мы бу́дут сохраня́ться — ekonomik sorunlar varlığını koruyacak
сохрани́лись лишь сте́ны кре́пости — kalenin ancak surları ayakta duruyor
еди́нственное сохрани́вшееся зда́ние — ayakta kalan tek yapı
обы́чай сохрани́лся до́ сих пор — adet bugüne geldi
2) разг. ( выглядеть моложе своих лет) yaşını göstermemekон хорошо́ сохрани́лся — her dem tazedir
-
2 dayanmak
vi1) sich stützen (-e auf); ( yaslanmak) sich lehnen (-e an)2) ( dayanıklı olmak) strapazierfähig sein, halten3) ( varlığını korumak) standhalten4) ( istinat etmek) sich stützen (-e auf), basieren (-e auf), beruhen (-e auf)olgulara \dayanmak sich auf die Fakten stützen5) ( tutunmak) sich halten (-e gegen); ( karşı koymak) widerstehen (-e) ( mukavemek etmek) Widerstand leisten (-e)6) ( tahammül etmek) aushalten (-e), ertragen (-e), durchhaltendayan! geliyorum! halt durch! ich komme!burada fazla dayanamayacağım hier werde ich es nicht lange aushalten könnengürültüye dayanamamak den Lärm nicht ertragen könnensınırına \dayanmak an seine Grenzen stoßen8) ( bitmeyen iş)bir şey birine \dayanmak etw bei jdm landen -
3 bestehen
bestehen*I vi1) ( existieren) var [o mevcut] olmak;es besteht keine Möglichkeit imkânı yok;es besteht kein Zweifel hiç kuşkusuz;\bestehen bleiben baki kalmak, varlığını korumak [o sürdürmek]unsere Artikel \bestehen alle aus natürlichen Materialien mallarımızın hepsi doğal malzemedendir;worin besteht das Problem? sorun nedendir?II vt1) ( Prüfung) geçmek (-den), vermek, başarmak;nicht \bestehen geçememek (-den), başaramamak, verememek;eine Prüfung mit 'befriedigend' \bestehen bir sınavdan 'orta' ile geçmek
См. также в других словарях:
dayanmak — e 1) Bir yere yaslanmak, kendini dayamak Odalardan birinde köşeye dayanmış bir adam, sanki sızmış gibi görünüyor. M. Ş. Esendal 2) nsz Kullanılışı uzun sürmek, dayanıklı olmak Bu kumaş çok dayandı. 3) Zarar görmemek, varlığını korumak, hasar… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalmak — nsz, ır 1) Olduğu yeri ve durumu korumak, sürdürmek Sıkı sıkı kucakladı ve öylece kaldı. T. Buğra 2) Zaman, uzaklık veya nicelik belirtilen miktarda bulunmak Arabada yalnız dört çocuk kalmıştı. O. C. Kaygılı 3) de Konaklamak, konmak Hemen… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayakta kalmak — 1. 1) oturacak yer bulamamak 2) yıkılmamak, çökmemek Bu yapı beş yüz yıldan beri ayakta kalmıştır. 3) değerini yitirmemek, önemini korumak Bu beş şehir durdukça bu yapıt da onun en içten yorumu olarak ayakta kalacaktır. H. Taner 2. varlığını… … Çağatay Osmanlı Sözlük